SEC, NFT ticaret platformuna Wells bildirimi gönderdi, sektör tartışmalarını tetikledi.

Son günlerde, Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), tanınmış bir NFT ticaret platformuna Wells bildirimi gönderdi ve bu durumun muhtemel olarak dava açılabileceğini belirtti. Bu hamle, sektörde geniş bir ilgi ve tartışma yarattı.

Kripto para birimi düzenlemeleri hakkında çok fazla bilgi sahibi olmayanlar için bu haber şaşırtıcı olabilir: NFT'ler, koleksiyon ürünleri, dijital sanat, oyun eşyaları ve etkinlik biletleri gibi şeylerle menkul kıymet yasası nasıl ilişkilendirilebilir? Ancak, kripto para politikaları ve düzenleme durumunu yakından takip edenler için tepkileri daha çok çaresizlik ve hayal kırıklığı. Kripto para birimi, SEC'in odak noktası olmuştur, ancak bu sefer NFT'lere yönelmesi, SEC'in tamamen yeni bir bilinmeyen alana girdiği anlamına geliyor; bu durum tüketiciler, yaratıcılar ve girişimciler için potansiyel olumsuz etkiler doğurabilir.

Sektörde genel olarak, NFT ticaret platformlarının işletilmesinin yasal olduğu düşünülmektedir, kullanıcıların platformda NFT alım satımı yapması, menkul kıymet ticaretiyle eşdeğer değildir. İnsanların NFT kullanma nedenleri çeşitlidir; örneğin oyun eşyası veya avatar satın almak, sevdikleri sanatçılara destek vermek veya belirli bir spor takımına bağlılıklarını ifade etmek gibi. NFT'lerin menkul kıymet olarak sınıflandırılması yalnızca hukukun yanlış anlaşılması değil, aynı zamanda sanatçıların geçimini tehlikeye atabilir, koleksiyoncuların ve oyuncuların haklarını elinden alabilir ve NFT'lerin birçok potansiyel kullanımının yeniliğini boğabilir.

Maalesef, SEC'in icra düzenleme tarzı sanat ifadesini engellemeye başlamıştır. Müzisyen Jonathan Mann ve kavramsal sanatçı Brian L. Frye'nin SEC'ye açtığı dava bunun tipik bir örneğidir. Sanat ve müzik satışlarının kayıtsız menkul kıymet ihracı olarak değerlendirilebileceğinden endişe ediyorlar ki bu da yanlış düzenlemenin yaratıcı ifade ve yenilik üzerindeki olumsuz etkisini açıkça göstermektedir.

Mann ve Frye davada şunları belirtti: "SEC'in eylemleri, yalnızca yeni teknolojileri denemeye çalışan veya bunları tercih edilen araç olarak kullanan sanatçılar ve yaratıcıların geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Ülke genelindeki sanatçılar aniden SEC tehdidiyle karşı karşıya, çünkü görsel veya müzik eserleri yayımladıkları için kayıtsız menkul kıymetler ihraç etmekle suçlanabilirler. İster ünlü sanatçılar olsun, ister yeni yetenekler, tuhaf bir soruyla karşı karşıyalar: Kendi sanat eserlerini satmak için bir menkul kıymet avukatı tutmaları mı gerekiyor? 21. yüzyılda bir bluz müzisyeninin, müziği halka satmanın menkul kıymet yasası risklerini değerlendirmek için binlerce dolar harcayacağını hayal etmek zor. Eğer bir sonraki nesil sanatçılar için böyle engeller koyarsak, Amerika'nın sanat ve müziği kuruyacak ve bu sanatçıların birçoğu dijital alanda büyümüş durumda."

Bu düzenleyici eğilim bir kayma etkisi yaratabilir: Eğer NFT ticaret platformundaki NFT'ler menkul kıymet olarak sınıflandırılıyorsa, bu sınıflandırma nerede duracak? Diğer NFT koleksiyonlarının (örneğin fiziksel veya dijital beyzbol kartları) menkul kıymet olarak sınıflandırılmasını nasıl önleyeceğiz? Ya da fiziksel veya dijital sanat eserleri?

Mann ve Frye'ün davasında belirtildiği gibi: "NFT, genellikle fiziksel sanat eserleri ve koleksiyonlarla karşılaştırılmaktadır, örneğin beyzbol kartları, Pokemon kartları, spor ayakkabıları veya saatler gibi. Bu nedenle, bir komisyon üyesinin açıkça kabul ettiği gibi, SEC'in Howey testinin geniş yorumlaması, yalnızca tüm NFT'lerin temsil ettiği dijital sanat eserlerini, bunların hangi bağlamda sunulup satıldığına bakılmaksızın yargı alanına alması olasılığını taşımakla kalmayacak, aynı zamanda tüm sanat eserlerini ve koleksiyonları da yargı alanına alacaktır. Genel anlamda, tüm sanat eserleri ve koleksiyonlar, bir kişinin bir ortak girişime para yatırdığı ve sanatçının daha ünlü olması veya sanat eserinin yeniden satış pazarındaki değerinin artması durumunda kâr elde etme beklentisiyle ilgili bir durumu içermektedir."

Stoner Cats ve uzlaşma davasında, SEC'in iki mevcut üyesinin muhalefeti, yaratıcı ifadeye olası etkileri daha da vurguladı: "Eğer menkul kıymet yasalarını fiziksel koleksiyon nesnelerine, NFT'lere uygulandığı gibi uygularsak, sanatçının yaratıcılığı hukuki belirsizlik gölgesinde kuruyacaktır... Sanatçı, hayranlarının duvarlarında sergilemesi için numaralı fiziksel baskılar satıyor olsun ya da hayranlarının sosyal medyada sergilemesi için NFT'ler satıyor olsun, menkul kıymet yasasının uygulanıp uygulanmadığını ve nasıl uygulanacağını anlamak için net bir rehberlik almalıdır. Çeşitli sanatçılar uzun zamandır geçimlerini sağlamakta zorluk çekiyor ve NFT'ler onlara yeteneklerini paraya çevirmenin potansiyel olarak uygulanabilir bir yolu sunuyor. Paranın dahil olması, NFT'leri menkul kıymet haline getiremez..."

Komisyon üyeleri ayrıca şunları belirttiler: "Stoner Cats NFT dijital çağ için güncellenmiş olsa da, 1970'lerde satılan Star Wars koleksiyon ürünlerinden pek farkı yok. 1977'de Star Wars büyük bir başarıyla vizyona girdiğinde, hayranlar heyecanla doluydu. O tatil döneminde milyonlarca çocuğu sevindiren, oyuncak şirketi Kenner'ın 'erken kuş sertifika paketi' satmasıydı; bu paket, gelecekteki Luke Skywalker, Prenses Leia ve R2-D2 aksiyon figürleri ile Star Wars hayran kulübüne üyelikle değiştirilebiliyordu. Bu sertifikaların satışı, bir çekirdek Star Wars hayran topluluğu oluşturulmasına yardımcı oldu. Bu yeniden satılabilir IOU sertifikaları yatırım sözleşmesi oluşturur mu? Bugünkü icra eylemlerine ilişkin analizlere göre, SEC, o çocukları Star Wars tutkusundan korumak için paraşütle inmeliydi."

Yaratıcıların korkusuzca yenilik yapmaya devam edebilmelerini sağlamak için bazı NFT platformları, Wells bildirimi alan NFT sanatçıları ve geliştiricilere yasal masrafları karşılamak için fon sağlamayı taahhüt etti.

Sektör, SEC'in pozisyonunu yeniden değerlendirmesini ve bu konuyu daha açık bir tutumla ele almasını umuyor. Bunun öncesinde, NFT topluluğu daha iyi bir internet vizyonunu savunmaya devam ediyor - bireylere güç vermek ve yaratıcılığı geliştirmek, gereksiz düzenleyici yüklerle yenilik ruhunu boğmak yerine.